Dünya haritası´nda tam olarak nerede olduğu dahi pek çok kişi tarafından bilinmeyen Nepal´e neden gittiğimi sorgulayabilirsiniz. Değişik kültürler görme merakı, ülkenin fotoğrafik açıdan zenginliği ve birbirine benzeyen Avrupa ülkelerinden tamamiyle farklı bir yere gitme isteği, bu yolculuğu doğurdu. Umarım, yazımı okuduktan sonra benim Nepal´e giderken duyduğum heyecanı siz de hissedebilir, ve bir sonraki tatilinizi Nepal´e giderek değerlendirirsiniz 🙂
Nepal´e dair biraz harita bilgisi vererek yazıma devam ediyorum. Nepal, Orta Asya´da Hindistan ile Çin arasında kalmış, kuzeyinde Himalayalar´ın yükseldiği, yaklaşık 29 milyon´luk nüfusa sahip, başkenti Katmandu olan bağımsız bir ülke. Türkiye´den zaman olarak 3 saat 45 dakika ileride. Ülkede kullanılan para birimi, Nepal rupisi. Burada bulunduğum dönemde, 10-21 Kasım tarihleri arasında 70 rupi, 1 dolara tekabül ediyordu. Para konusuna gelince, pazarlığın çok yoğun olarak yapıldığı ülkeler arasında sayılabilir Nepal. 3,500 rupi para biçilen North Face markalı trekking ayakkabısını rahatlıkla 1,500 rupi´ye dahi alabilirsiniz. Asla size verilen ilk fiyattan alışverişinizi yapmayın derim 🙂 Bir noktadan sonra 200-300 rupi´lik ürünler için de pazarlık yapma isteği doğabilir içinize, bu duyguya yenik düşmeyin o kadar da 🙂 Dünyanın en fakir ülkeleri arasında gösterilen Nepal´de kişi başına düşen milli gelir 240 dolar civarında. Bu nedenle yaptığınız her alışverişin onlara katkısının çok anlamlı olacağını da düşünerek pazarlık yapmaktan vazgeçebilirsiniz…Ülkeye girdiğiniz andan itibaren Nepal halkının ne zor koşullarda yaşadıklarını gözlerinizle göreceksiniz..Ve Türkiye´ye döndüğünüzde ne trafikten, ne kirlilikten, ne de yoğunluktan şikayet edemeyecek raddeye gelebilirsiniz 🙂
Ülkede Nepalce, Sanskritçe ve Moğolca konuşuluyor. Aklımda kalan Nepalce kelimelerden en önemlisi, ‘Namaste’. Genelde selamlama anlamına gelen Namaste, orada bulunduğum sürece herşey anlamına gelecek şekilde de kullandım. Merhaba, günaydın, teşekkürler, iyi akşamlar niyetine, Nepal halkı´nın fotoğraflarını çekerken izin mahiyetinde, pazarlık yaparken sevimlilik amaçlı vb. pek çok yerde çok sık kullandığım bir kelime. Namaste haricinde akılda kalıcı olan diğer kelime ise ‘yavaş yavaş’ anlamına gelen ‘Bistare bistare’. Ülkede herşey çok sakince ve çok yavaşça yapılıyor. Hinduizm dininin ve Budizm felsefesinin getirdiği bir dinginlik ve sakinlik hakim ülkede. Nüfusun büyük bir bölümü Hinduizm taraftarı olup, %5´lik kısmı ise Budist. Ülke´de az da olsa Müslümanlık da mevcut.
Nepal´i ziyaret etmek için en iyi aylar; Ekim-Kasım ve Mart-Nisan arası. Geriye kalan dönemlerde ülke muson yağmurlarına maruz kaldığından tavsiye edilmiyor.
Gitmeden önce herhangibir aşı yaptırmanıza gerek yok, ancak evhamlı bir yapıya sahipseniz ortalık oldukça pis, tozlu, etrafta maymunlar ve fareler rahatlıkla gezebiliyor. Otellerde kesinlikle kar beyazı çarşaf ve havlu beklentisi içine girmeyin. Eğer dilerseniz yanınızda bu tür şeyleri götürebilirsiniz. Ama şunu ekleyebilirim 2-3 günden sonra ortama adapte olup, yere düşürdüğünüz birşeyi dezenfekte etmeden kullanmaya başlıyorsunuz 🙂 Şunu da eklemem gerekiyor bu arada: Kadını, erkeği, çocuğu, genci, yaşlısı herkes, ortalığın çok fazla tozlu olması nedeniyle boğazlarını temizlemek amaçlı sesli bir şekilde öksürüp yerlere tükürüyorlar, bu oldukça doğal bir davranış onlar için 🙂
Nepal´de yiyecek ve içecek konusuna değinmek gerekirse; kesinlikle sokakta satılan açık yiyecek ve içeceklerden almamanızı tavsiye ederim. Restoranlarında da genelde damak tadınıza yakın olacak lezzetler bulabilirsiniz. Hint, Çin, Japon ve Meksika yemekleri bulunabilir. En tehlikesiz, en lezzetli ve mideyi rahatsız etmeyen yemek, ‘sizzler’, bunun tavuklu, etli ve vejeteryan versiyonları var, kesinlikle tavsiye ederim. Restoranlarda ayrıca her öğün yiyebileceğiniz ve sarımsaklı ekmek ile servis edilen vejeteryan çorbayı kesinlikle denemelisiniz 🙂
Bir de buraya ait yerel bir yiyecek var, ismi: ‘Momo’. Bizim Kayseri mantısına benzeyen bir yiyecek, bunun da sebzelisi ya da etlisi olabiliyor. Tadı oldukça güzel, denemenizi tavsiye ederim.
Tek sorun sabah kahvaltıları…Otellerin kahvaltı tabağında sadece omlet ve baharatlı patates servis ediyorlar. Türk kahvaltılarını özletecek lezzetteler. Dilerseniz yanınızda peynir vb. yiyecekleri götürebilirsiniz, ya da şehirde bulunan Avrupa marketlerden de ihtiyaç duyduklarınızı satınalabilirsiniz.
Katmandu´da tavsiye edebileceğim restoranlardan bir tanesi Thamel´de bulunan Dimelna Garden Restaurant. Hemen yakınında bulunan Sam´s Bar´da rock müzik dinleyerek ve yerel birası olan Everest ya da Gorkha marka birasını yudumlayarak gecenizi tamamlayabilirsiniz.
Katmandu´ya ulaşım Gulf Havayolları ile Bahreyn aktarmalı ya da Qatar Havayolları ile Doha aktarmalı olarak yapılabilir. Uçağın iptali, gecikmesi sözkonusu olabilir, hertürlü aksiliklerin çıkabileceğini gözönüne almanızda fayda var, ancak bunların seyahatinizi daha da renklendireceğini söyleyebilirim dönüş uçağı iptal olan birisi olarak 🙂
Son olarak ayrıca ülkede olan su ve elekrik sıkıntısına değinmek istiyorum. Sıcak su bulmakta zorlanabilirsiniz, akşam 6´dan sonra da elektrik kesintileri, devreye giren jeneratörlerin sesi, mum ışığı ile aydınlanma doğal hayatın bir parçası.
Nepal´e giderken defter, kalem, silgi, kıyafet, şeker, çikolata vb. ürünleri sokaklardaki çocuklara vermek üzere yanınızda götürebilirsiniz.
Nepal´de görülmesini tavsiye edeceğim yerler şöyle:
Katmandu –
ü Durbar meydanı; Tanrıça Kumari Chow, Kasthamandap tapınağı
ü Patan
ü Bhaktapur; Changu Narayan Tapınağı
ü Pashupatinath; ölü yakma ayinlerini yakından izleyebilirsiniz.
ü Swayambunath
ü Boudnath Stupa
Katmandu´da iken Everest uçuşu kesinlikle tavsiye ederim. Himalayalar´ın çok yakınına kadar gelemiyorsunuz ama hava çok netse, Everest zirvesini uzaktan da olsa görmek, kesinlikle değer.
Chitwan Milli Parkı –
Katmandu´dan sadece 150 km uzakltıkta olup, otobüs ile 5-6 saatinizi alabilecek bir yolculukla ulaşabileceğiniz, nehir kenarında, 1964 yılı´nda Mill Park olarak düzenlenmiş bir yer. Katmandu´nun hengamesinden sonra gerçekten sessizliğin ve doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Burada sabahın erken saatlerinde kalkıp Rapti nehri´nde bot gezisi ve gün içerisinde de yaklaşık 2 saat süren ve orman içinde fil safari yapmanızı kesinlikle tavsiye ederim. Farklı hayvanlar görme şansımız olmadı malesef ama o anı yaşamak bile zevkliydi. Hatırladığım en ilginç şey ‘küstüm çiçeği’ oldu. Dokununca yapraklarını kapatıyor, belli bir sure sonra yeniden kendine geliyor..
Chitwan´dan 150 km uzaklıkta, ulaşımın 5-6 saati bulduğu, Himalayalar´ın Annapurna eteklerinde, Fewa gölü kenarında bulunan bir kasaba. Gölün ortasında yer alan Barahi Mandir Tapınağı, görülmeye değer. Pokhara´ya gitmişken masaj yaptırmadan dönmeyin derim her ne kadar çok hijyenik bir ortam yaratılmasa da 🙂 Akşamları da rock müzik yapan Nepal´li müzik gruplarını dinleyerek yerel biranızı içebilirsiniz, en geç 23:00´de müzik sona erdiğinden çok uykusuz da kalmazsanız 🙂
Eğer trekking yapmayı seviyorsanız, gölün kenarından başlayarak, 1,592 metre yükseklikte bulunan Sarangot adlı köye yürüyebilirsiniz. Toplam 10 km, 3-4 saat sürebiliyor. Ancak yolun çoğunluğunun patika olmadığını, merdiven çıkar gibi tırmanış olduğunu eklemek isterim 🙂 Sarangot´a varıldığında da bir gece köyde konaklayıp, ertesi gün erkenden kalkıp güneşin doğuşunu izleyebilirsiniz. Pokhara´ya geri dönmek için 3 alternatif var; yeniden yürümek, taksiye binmek ya da en zevklisi Paragliding yapmak.. Bunu kesinlikle denemelisiniz, eğer şanslıysanız Annapurna´ları da görebilirsiniz 🙂
Sonuç olarak, eğer fotoğraf çekme tutkunuysanız – burası fotoğrafik açıdan tam bir cennet, yaklaşık 3,000 fotoğrafla geri döndüm 🙂-, yeni kültürleri ve dinleri tanımak isterseniz ve toz, pislik, fare benim için sorun değil diyorsanız, kesinlikle görmeye değer bir yer…
Isil, gule gule yaz. hatta gule gule gezip oyle yaz. yapacagim yorum tamamen subjektif gozlem urunu olup, edebi elestiri bilimi ile uzaktan ve yakindan alakasi yoktur. Yazari haric kimseyi baglamamakta, hatta yazar bile siKIsirsa yok bole iyimis diyerek yan cizme, inkar etme hakkini sakli tutmak istemektedir. 🙂
Bence super dolu bir yazi. Hani bir yere tatile gitmek icin search yaparsin ya. Nepal’e gitmek icin arastirma yapan biri blog’una rastlarsa bence dunyalar onun olur. Dua eder. Sevap olur. 🙂 Amma bence bi si eksik. O da gidenin subjective gozlemleri, ruh hali, neler hissetigi. Biraz daha detay ile cekinmeden paylasacagin kisisel gozlemler,yasadigin olaylar ve insan hikayaleri bence senin gitmis oldugun ama oraya gitmeyi planlamamis birine bavul toplatir. daha cok insan gezer. gusel olur. 🙂 Hikayelestirmek diycem aslinda ama ben bile ne demek istedigimi anlamayacagim.
Blog’un buyusun kitap olsun iysallah.
emree/
Zaten gitmek istiyordum. Şimdi daha bir depreşti içimdeki gitme isteği, o kadar güzel anlatmışsın ki, okurken adete o merdivene benzer yolları seninle adımladım. Umarım bir gün birlikte gezme şansımız olur. Çok güzel olacağına eminim:) Sevgiler.
Canan.
canancım, inşallah biz de beraber Peru´ya gideriz 🙂 Yazımı beğendiğine çok sevindim, teşekkürler 🙂