2010 yılının son trekking route´nu belirlerken kriterimiz, sonunda şelale olmasının haricinde parkurun biraz daha zorlayıcı olmasıydı. Bunu da gözönüne alarak araştırmamızı internet üzerinde yapınca, Maden deresi´nde karar kıldık 🙂
Sakarya´da bulunan Maden deresi´ne yine özel araçlarımızla hareket ederek maceramıza sabahın erken saatlerinde start verdik. Oraya vardığımızda 2 opsiyon vardı ya dereyi takip edere
k ya da dağın kenarından tüneller içinden geçerek şelale´ye varmak. Biz suyu çok seven bir ekip olarak 🙂 dere kenarında yol almayı seçtik. Internet´te aldığımız bilgiler doğrultusunda zorluk derecesinin yüksek olduğunu sandığımız şelale yürüyüşünü oldukça kısa zamanda, hiç zorlanmayarak tamamladık. Vardığımızda kurumuş olduğu için akan şelale yoktu, ancak Nüzhetiye´den daha büyük bir su birikintisi vardı yüzebileceğimiz, ve oraya vardığımızda tam öğle güneşi suya vurduğundan, su her ne kadar buz ötesi olsa da yüzmek oldukça keyifliydi :)Burayı da kesinlikle haftasonu günübirlik gezileriniz için değerlendirebileceğiniz bir yer olarak söyleyebilirim.
Dönerken de yolunuzun üzeri sayılan Akçakoca´ya uğramadan ve leziz bir balık ziyafeti çekmeden de dönmeyin derim 🙂