2011 yılı kar açısından oldukça zayıf bir sezon geçirdi. Kartalkaya haricinde diğer kayak merkezleri´nin yüzü çok fazla gülmedi global ısınmanın etkisi sanırım. Yazın ne çok sıcaklar gördük kışın da ne çok karlı günler geçirdik.
E Türkiye´de güzel kar olmadı diye kayma zevkimizden mahrum mu kalacaktık? Elbette hayır J Hem İstanbul´dan ulaşımı kolay hem ucuz hem de pistleri oldukça güzel olan Bansko´ya gidelim dedik. Ama bu kararı vermek, işin sadece başıydı. Şengen vizeyi kabul etmeyen ve özellikle şahsi olarak Bulgaristan konsolosluğu´na başvurarak alınması gereken vize işlemlerini başlatmak gerekliydi. Turistik vize için gerekli belgelerin listesine konsolosluk´un websitesi´nden de ulaşabilirsiniz kolaylıkla, ama bazı ipuçları verebilirim:
Bulgaristan Konsolosluk websitesi: http://www.bulkons.com/
-
Belgelerinizi hazırladıktan sonra önce 0212 340 4949 no´lu telefonu arayarak randevu almanız gerekli. Randevu alırken, kredi kartınızı yanınızda bulundurmayı unutmayın, çünkü randevu alma üceti, 26TL.
-
Vize ücreti olan 60 euro´yu anlaşmalı oldukları ING bankası´nın herhangibir şubesine yatırıp dekontu da dosyanıza ekleyebilirsiniz.
-
Tüm dökümanlarla beraber Akmerkez yakınında yer alan Konsolosluk binası´na randevu saati´nden 10 dakika kadar önce varmanızda fayda var.
-
Vize formunuzda kesinlikle hiçbir soruya boşluk bırakarak ya da çizgi çekerek cevaplamayın. Bu kısımlara mutlaka ‘YOK’ yazın, eğer çizgi ya da boşluk görürlerse formu tekrar size teslim edip gereksiz zamanınızı alabiliyorlar.
-
Eğer herşey yolunda giderse, tek giriş vizeyi –çoklu giriş verecekleri konusunda kesinlikle ümitlenmeyin L– kapsayan pasaportunuzu 5 işgünü içerisinde teslim alabiliyorsunuz.
Evet, o an geldi, ekipteki herkes pasaportlarını sağ salim teslim aldı, işin en büyük kısmı atlatılmıştı… Ya da o anda daha zor kısım ile karşılaşacağımızın farkında değildik…Asıl macera şimdi başlıyordu J Salı günü yola çıkacaktık, herkes o anı heyecanla beklerken Pazartesi aldığımız bir haberle turun Çarşamba akşamı harekete geçeceğini öğrendik. Tüm izinler alınmıştı, herkes 4 dolu gün kayacağına dair hayallere kapılmıştı ve gelen o e-mail hepimizi darmadağın etti, abartmıyorum bu arada J Tüm gün tur lideri ile süren diyaloglar sonunda Salı akşamı 7 kişilik ekibimizin Metro turizm ile İstanbul-Plovdiv arası otobüs biletleri alındı, Plovdiv-Bansko arası transfer Guinness otel tarafından ayarlandı.
23:00´de hareket eden otobüsümüz, sabah 08:00 sularında Plovdiv´e vardı. Yaklaşık 3 saat gümrükte – bizim tahminimizce 2 Meksikalı yüzünden – mahsur kaldık, tüm bavullar teker teker arandı. Otobüs´ün bana göre ilginç tarafı gece uzun otobüs yolculuğunda bayan hostesin servis yapmasıydı, ve daha da ilginci Bulgarca konuşmasına rağmen sanki bizim anlamamızı beklemesiydi. Bu anı daha önce de sanki yaşamıştım dedim kendi kendime.. Bulgaristan konsolosluğu´nda görevli amcam, Bulgarca konuşuyordu ve biz de onu takip ediyorduk, sanki anlıyormuşuz gibi havaya da girmiştik aslında J
Plovdiv´e vardığımızda pek otobüs terminaline benzemeyen normal belediye otobüsü durağı olarak nitelendireceğimiz bir yerde bırakıldık. Otel´in ayarladığı transfer bizleri hemen karşıladı, ve 2-3 saatlik Plovdiv-Bansko yolumuza koyulduk. Yol boyunca derelerden, karlı yollardan, orman içinden geçtik, her ne kadar gözlerimiz uykudan kapansa da bu manzarayı da hiçbirimiz kaçırmak istemedik J
Ve sonunda Bansko´ya, 950 metre´de bulunan oteller bölgesine varmıştık.
Derler ya, her işte bir hayır vardır diye, o kadar memnun olduk ki turun programının değişmesinden, otel daha dolmadan malzemeleri olmayanlar için otel içerisindeki kiralama ofisinden board ve botlar ayarlandı, günlük fiyatı 50 Leva civarında olan ski pass´ler alındı, pist keşfine çıkıldı. Yanınızda kesinlikle nakit para taşımanız gerekli, çoğu yerde kredi kartı geçmiyor.
Oteller bölgesi´nden Gondol ile kayak alanına varış sağlanıyor. Eğer hava açık ise buradan manzarayı izlemek oldukça keyifli. Tavsiyem, sabahın erken saatlerinde kalkıp gondol´a binmek üzere saat 08:00 gibi kuyruğa girmeniz, aksi takdirde uzun kuyruklar beklemek zorunda kalabiliyorsunuz. Ya da otelinizin shuttle servisi ile
anlaşıp 30-40 Leva karşılığında kayak alanına minibüs ile de çıkabilirsiniz.
Zorlu, yumuşak, oyuncaklı J, dik, orta seviyede alternatifleri olan kayak alanı´nda pistlerin toplam uzunluğu 70km´den fazla. 2,600metre yüksekliğinde olan zirve´den başlayarak kesintisiz, oteller bölgesine kadar kayabileceğiniz pistin uzunluğu ise 16km civarında, bu durumda dönüşte gondol´a binmenize dahi gerek yok. Her ne kadar sonlarına doğru pist düzleşse de son 7 km oldukça zevkli. Ve yolun sonunda vardığınız yer, ‘ Happy End’. Hemen pistin sona erdiği noktada ahşap bar, ismini kesinlikle hak ediyor. Tatlı bir yorgunluğun ardından burada Bulgar birası ve çerez keyfi kesinlikle olmazsa olmazlardan…
Akşam yemeği için Victoria Restaurant, her ne kadar yer bulamasak da çoğu kişi tarafından tavsiye edilen bir yer, önceden rezervasyon yaptırmanızda fayda olabilir bizim gibi kapıda kalmamak için J Eğer ocakbaşı seviyorsanız ve lezzetli ve bol et yemek istiyorsanız diğer alternatif ise, ‘La Skara’. Ama şunu da ekleyeyim, eğer gün içinde yüzünüz kardan yanmışsa, üstüne bir de mangalın sıcaklığı eklenince fotoğraflarda yüzünüz, enteresan renklere bürünebiliyor, en iyisi fotoğraf çektirmemek J
Sonuç olarak, ucuz içki ve yemek, uzun pistler, güzel kar ilginizi cezbediyorsa, Bansko, kesinlikle durağınız olmalı J
Işıl pek güzel anlatmışsın gidesim geldi ama sanırım bu organizasyon vize vs. kısmınıda düşünürsek bizim ekip ile şu an için biraz zor.Esin ve Eren biraz daha büyüsün senin rehberliğinde beraber gideriz iyişallah.Bu arada blog hayırlı olsun güzel olmuş…
esra
“ekipteki herkes pasaportlarını sağ salim teslim aldı” derken, Bulgaristan vize kabusunu yaşamayı kabul eden herkes diyelim:)
Işılcım tavsiyen üzerine La Skara’ya gittik. Açıkcası Türkiye’de olduğu gibi turist görünce nasıl kazıklarız şeklinde bir yaklaşımla karşılaştık. Yediğimizin 3 katı hesap geldi. Tabii hesaba itiraz ettik. Kalabalık ve iri yarı bir grup olmanın verdiği avantaj ile normal hesabımızı ödeyip kalktık. Ancak çok hoş bir deneyim değildi tabiki. Keşke yaşanmasaydı ancak mekanın atmosferi başarılı.
hadi ya 😦 üzüldüm, bizim gittiğimizde öyle bişi olmamıştı ya, ultra ucuz bişiler ödeyip deli gibi de yiyip çıkmıştık.. belki de artık ucuzluğu ile popüler olup çok turist gelmeye başladıysa bansko´ya bari fiatları arttıralım straretjisi yapmışlar sanırım. ben de yarın akşam gidiyorum bansko´ya, bi kulaklarını çekeyim sizin için de 🙂