2010 yılı´nda Barbaros ile birlikte başlattığımız multinational social networking event´ler serisine uzunca bir aradan sonra yeniden, konsept parti vererek start vermeye karar verdik yaklaşık 2 ay kadar evvel. Adı´ndan da anlaşılacağı üzere, organizasyon, farklı yabancı firmaların çalışanlarının sosyal anlamda kaynaşmalarını sağlama amacı gütmekte olmasına rağmen, Microsoft´un daimi katılımcılarının üzerine pek gidemedi…Ne yapmalıydık ki katılımcı sayımız artsın, ve Microsoft harici diğer firmalardan da katılımcılar gelsin derken şöyle bir fikir geldi aklımıza J Hem yaptığımız mekanın ‘in’ bir mekan olması gerekiyordu hem de öncekilerden ‘farklı’ olması gerekiyordu… ‘Bu işte kesin gelecek var, bunu öğrenmemiz lazım’ dediğimiz DJ´liğe soyunalım dedik bu vesileyleJ Normalde 14 Şubat Sevgililer Günü´ne alternatif olarak 15 Şubat´ta yapmayı planladığımız parti için Dogzstar´da yer bulamadığımızdan tam 1 ay sonrasına ‘Ruby Thursday’ olarak isimlendirdiğimiz gecemizi 10 Mart 2011 Perşembe akşamı hayata geçirdik. Barbaros´un 14 yaşındaki oğlu, küçük pazarlıklar sonunda J bizim için harika bir poster hazırladı, biz de ciddi mesai harcayarak, gecenin konseptine uygun yani acılı aşk şakı sözlerini içeren güzel – bizce harika – şarkıların listesini çıkardık. O kadar çok şarkı seçtik ki yaklaşık 6 saatlik bir playlist´imiz ortaya çıktı, ancak bu kadar süre dinleyicileri tutmak ki böyle ağır şarkılar eşliğinde güç olabilirdi J Şarkılar arasında son bir eleme yaparak, süreyi 3,5 saate kadar indirebildik. Ancak, şarkı
seçmekten ve işlerin yoğunluğundan, Barbaros´un İngiltere´den büyük bir özenle seçip aldığı mixer üzerinde çalışma fırsatı bulamadığımızdan, ilk denememizi seyircilerimizin önünde gerçekleştirdik. Şu ana kadar yapmış olduğumuz organizasyonlar içerisinde en kalabalık olanı ve hakikaten Microsoft dışında katılımcıları da olan ilk 
organizasyonumuz olarak tarihe geçti…Hatta şimdi fotoğraflara baktığımda görüyorum ki hiç tanımadığımız insanlar dahi etkinliğimize katılmış… Her ne kadar seçtiğimiz şarkılar güzel olsa da, ‘organizasyonlarımızın daimi katılımcılarının beklentisini’J hesaba katmadığımızdan, konsept gecemiz, bir anda Damien Rice, Leonard Cohen, Soko, Nick Cave ve Franz Ferdinand´dan 80´lerin ‘Big in Japan’ ve benzeri şarkılarına döndü bir arkadaşımzın iPod´unu mixer set´ine bağlayarak. Ancak bir noktada ’80´ler müziği mi? Bu da fazla oldu, acaba aşağıdaki katta ne var’ denmesiyle, tüm hakimiyet Dogzstar´ın DJ´ine devredildikten sonra, tüm ekip mekanı boşaltarak alt kata geçti. O sırada farkettik ki IBM´in de o akşam kendi firmalarından bir müzik grubunun dinletisi eşliğinde bir organizasyonu sözkonusu idi. Elbette, yegane amacımız farklı yabancı firmaların biraraya gelmesini sağlamak olan organizasyonumuzu neden bir sonraki sefer IBM ile birlikte yapmıyorduk sorusunu kendimize bir kez sorduk ve o anın yorgunluğu bastığından çok da fazla sorgulamadan kendimizi grubun cover şarkılarına teslim ettik… Umarım, organizasyonumuzun bize ait olan kısmına katılanlar hoş vakit geçirebilmişlerdir diyerek sözlerime son veriyorum…
Bir sonraki organizasyonumuzu 4 Mayıs´da yeniden Dogzstar´da planlayacağız, ama bu sefer, kesinlikle katılımcıları pistten indirmeyecek playlist´imizin olacağı kesin, kesinlikle kaçırmayın derim J
aktivitemidediniz 