Son zamanlarda deneyimlediğim 3 mekandan sizlere bahsetmek istiyorum, muhtemelen sizler çoktan keşfetmiş bile olabilirsiniz buraları ama benden de bir dinleyin isterim 🙂
İlk durağımız Galata´daki Sensus. Şarap ve peynir ikilisine hayır diyemeyenlerdenseniz, İstanbul´da mutlaka gitmeniz gereken
yerler listesine eklemenizi tavsiye ederim. Mekan çok büyük olmadığından önceden rezervasyon yapmanızı önereceğim mekan, gece 23:00´e kadar servis vermekte. Sadece Türk şaraplarını deneyimleyebileceğiniz butik restoranda, Ayvalık tulum peynirinden Ezine peynirine, Kars gravyer peynirinden çeçil peynirine kadar pek çok çeşidi barındıran peynir tabağının haricinde makarna, atıştırmalık köfte ve börek alternatifleri mevcut…İsminden de anlaşılacağı üzere ‘şarap ve peynir butiği’ olan Sensus, 400´den fazla birbirinden lezzetli şaraplara eşlik eden peynirlere doymak istiyorsanız, doğru adrestesiniz 🙂 Mekanda deneyimlediğiniz ve tadını sevdiğiniz şarabı ve peyniri, ayrılırken satınalmanız da mümkün…
Websitesi: http://sensuswine.com/sensus/
İkinci durağımız için bu sefer Arnavutköy´deki Antica Locanda´dayız. ‘Kime niyet kime kısmet’ derler ya işte Antica Locanda´yı keşfimiz de aynen böyle oldu. Karaköy´deki Forneria´ya gitme niyetiyle yola çıkmış olsak da sıkışan trafiğin gafletine uğrayıp kendimizi bir anda Arnavutköy´de bulduk… Babalardan Adem´e mi yoksa Ali´ye mi gitsek diye her kafadan bir ses çıkarken Nadin´in ortaya attığı, ‘a aslında yeni bir mekan açıldı, burayı denemeye ne dersiniz?’ demesiyle Antica Locanda´ya atmış bulduk kendimizi…İçerisi oldukça şık tasarlanmış bir yer, işyerinden bir saatlik öğle yemeği kaçamağı için pek uygun olmasa da –aklınız orada kalıyor aksi takdirde – uzun ve keyifli bir akşam yemeği için ideal…Şefi Milano´lu olan İtalyan restoranı´nda benim tattıklarım…Somon kroket, kızarmış mozarela pane, kızarmış ekmek üzerine mozarela, kızarmış enginar, kuşkonmazlı karides risotto ve sonunda tatlı olarak aldığımız tiramisu ile bildiğin ekmek kesme tahtası üzerinde gelen kalıp çikolata….Tadı hala damağımda sanki, hepsi birbirinden lezizdi… Zamanında Taksiarhi Rum Ortodoks Kilisesi’ne ait eski bir fırın olan Antica Locanda´nın, kilisenin bahçesine açılan küçük bir bahçesi de bulunmakta. Özellikle akşam yemekleri için çok yoğun olduğunu duyduğumdan ve bazı günler kapalı olduklarından, gitmeden önce servis verip vermediklerini kontrol etmenizi ve rezervasyon yapmanızı öneririm. Gittiğinizde ise hoş bir atmosfer ile karşılaşacağınız garanti…
Websitesi: http://www.anticalocanda.com.tr/
Ve son durağımız ise, Kireçburnu´ndaki Set Balık. Yıllardır iş yemeklerinin vazgeçilmez mekanı olan Set Balık´ın ününü etrafımdaki herkesten çok dinlerdim, ‘adamlar balığın herşeyini yapıyorlar, acaip lezzetli mezeleri’ diye… En sonunda gitme
fırsatı buldum, ve dedikleri gibi hakikaten varmış…’Adamlar balığın herşeyini yapıyorlarmış’ gerçekten… Balık kokorecinden balık pizzasına, balık çöp şisinden balık mantısına, tüm mezeleri çok lezzetliydi. Seri üretim şeklinde servisinin olması ilk önce rahatsız edici olsa da mezelerinin tadını aldıkça ‘daha fazla getirsinler, daha hızlı getirsinler’ moduna ivedi geçiş çok mümkün Set Balık´da. Balık yemeye kelimenin tam anlamıyla doyacağınız ve oldukça uygun fiyatlarda da çıkabileceğiniz restorana önceden rezervasyon yapmanızı öneririm, içeride tek bir masanın bile boş olduğunu görmedim…
Websitesi: http://sensuswine.com/sensus/
Iyi ki akşam yemeğimi yedikten sonra bu yazımı yazdım, yoksa halim duman olabilirdi, şu anda bile ağzım sulandı diyebilirim 🙂 Umarım sizler de bu mekanlara gitme fırsatı bulabilirsiniz, eğer gittiyseniz de umarım sizler de beğenmişsinizdir. Şimdi sıra yeni mekanları keşfetmede… Her gün de yeni bir yer açılıyor, hepsine yetişmek de nasıl mümkün olacaksa 🙂