Posts Tagged ‘adatepe köyü’

Bir iki nazarlık anlar haricinde tüm gezi boyunca bize ayak uyduran susam tanem´e kocaman bir teşekkür ile başlayayım yazıya… Miniminnakken, daha konuşmaların agucuk´dan ibaretken hangi ara sahi mi´yi doğru yerde konumlayacak hale geldin… Mümkün olduğunca her anına tanık olabildiğim için binlerce şükür, umarım hayat koşturmasında, çoğu zaman an´da olmak yerine geçmiş veya geleceğe takılı iken aklım seni izlemeyi bir an bile olsun kaçırmam…

İleride keyifle okuyup, evet bu anları çok net hatırlıyorum diyebileceğin bir yazı olması ümidiyle senin için yazıyorum bu satırları…

Hazır deniz daha ısınmamışken, henüz deniz tatilinden feragat etmeyecekken tam zamanı idi bu rotayı hayata geçirmenin…

Uzun zamandır aklımdaydı Kaz Dağları civarlarını gezmek, en son Yoga eğitmeni olmak üzere eğitim sonrası gittiğim Yoga inzivası için Hızır Kamp´da kalarak Kaz Dağları´nın oksijenini solumuştum ama etrafı gezmek için zaman kalmadığından içimde ukde olarak kalmıştı bu civarlar.

İşte size çocuklu olarak da gezilebilecek keyifli bir rota ama biz öncesinde ‘oğlum bak sen gezginsin, dere tepe aşacağız, bize ayak uyduracaksın, uyduramayacaksan anneanne´de kalabilirsin sorun yok’ ve benzeri telkin çalışmalarımız ve alternatif önerilerimiz ile yaklaştığımızı da itiraf etmem lazım😊 Oğlum arkandan gıybet yapıyorum ama sen uzun yolculuklarda ara ara haklı olarak, elbette sen de çocuksun sonuçta burnumuzdan getirebiliyorsun ancak biz de seninle keyifli tatil yapıp anılar biriktirmek istiyoruz, sen krizlere girince bu da pek olamıyor tahmin edeceğin üzere, neyse bu kadar arkandan konuşmak yeter, neticede bu gezide 100 üzerinden 100 aldın bizim seyahat arkadaşımız, iyiki varsın 😊

Ve daha çok gezeceğiz seninle, nitekim İstanbul´da kaç haftadır göremediğim kırlangıç ve leylekleri pek çokca gördük yol boyunca, marteniçka bilekliğimizi de bir bahar dalına astık 😊

Konaklamak üzere biraz köy havası almak ve köy ortamını hissetmek için Adatepe Köyü´nde Adatepe Butik Otel´de kaldık, çocuklu aile kabul ediyorlar. Günümüzü daha çok çevre yerlerde geçirdiğimizden aslında Küçükkuyu´da bir pansiyonda da kalınabilirdi, alternatif olarak siz de Küçükkuyu´yu düşünebilirsiniz, ancak kalınan süre boyunca hep Adatepe´de vakit geçireceğim diyorsanız kesinlikle köyün içinde kalmak mantıklı olur. En güzel tarafı sabah erkenden uyanıp daha kimse uyanmamışken köyün sokaklarında dolanmak… Saat 9 gibi başlıyor şenlenmeye ortalık ve dışarıdan da ziyaretçiler gelmeye başladığı için o sabahın sessizliğinin büyüsü kayboluveriyor. Sırf bu yüzden her ne kadar her gün çevre yerleri keşifte de olsak burada konaklamamızdan memnun kaldık. Adatepe Köyü´nün içi oldukça küçük, çok fazla dükkan ve restoran yok. Kayalıkların üzerinde kurulmuş, taş evleri sümbüller ve renkli pencereleri ile süslenmiş, zeytin ve çam ağaçları ile donanmış kendi halinde çok sevimli bir köy Adatepe.

Adatepe Köyü´ne en yakın görülecek yer Zeus Altarı. Aracınızı köyde bırakıp yürüyüş yaparak da gidebilirsiniz, enerjimizi oraya saklamak istediğimizden araba ile gitmeyi tercih ettik, Zeus Altarı´na yürüyüş zorlu değil, aslında kısa mesafe, biraz ‘a bak burada mantar var, a yoksa bu Şirinler´in kasabası mı’ diye diye yolun sonunu getirmek mümkün. Denize ve Edremit körfezine hakim bir tepe üzerine inşa edilen ve baş tanrı Zeus’a ait olduğu düşünülen bu kutsal alandan manzaraya bakmayı rotanıza kesinlikle eklemeye değer.

Zeus Altarı´nın güzel manzarasını izledikten sonra küçük bir kahve molası için Küçükkuyu´ya indik, tatlı bir liman yerleşkesi, akşam yemeklerimiz için burada güzel alternatifler bulduk, Ocakbaşı tadında bir deneyim için BiYer Ocakbaşı hem güleryüzlü servisi hem de yiyeceklerin lezzeti ile güzel bir seçim sunuyor. Lezzetli bir hamburger canınız çekiyorsa Tezgah 17 kesinlikle durağınız olabilir, vejeteryanlar için de falafel salata tercih edebilirsiniz ama eğer acı yemiyorsanız jalapenosuz olsun diye belirtmenizde fayda var😊 Balık ve rakı keyfi için Yengeç Restaurant oldukça zevkli bir seçim olarak görünüyordu, zamanımız kalmadı ancak ne zaman görsek dolu olduğundan tercih edilen bir mekan olduğunu siz de gittiğinizde farkedeceksiniz. Dondurma için de Ballım Dondurma ve Muco Dondurma, her ikisini de çok beğendik ne yalan söyleyeyim 😊 Normalde meyveli dondurma pek tercih etmem ama keçi sütü ile yapıldığından çok beğenerek yedik oğlumun seçimi ile.

Küçükkuyu mekan önerilerinin ardından rotamıza devam edebiliriz, giriş ücreti 10 TL olan Şahindere Kanyonu´na aracımızı parkettikten sonra bir hevesle trekking yapacağız diye başlandık derenin kenarından yürümeye ancak su seviyesi oldukça yüksek olduğu için karşı hatta geçemedik. Belki bir dahaki sefere diyerek yönümüzü kanyonu tepeden göreceğimiz Altınoluk Cam Seyir Teras´ına çevirdik.  Şahindere Kanyonu´ndan 30 dakikalık bir yol sizi bekliyor, uzun olmasının sebebi yolun biraz zorlu dik ve dar olması, aklınızda olsun. Yolu yapmışlar gayet güzel ama son bir kilometrelik kısmında yol inşaatı tamamlanmamış olduğundan mıcır yolda gittik, sizin gittiğiniz dönemde muhtemelen bu kısım da tamamlanmış olabilir 😊 Vardığınızda deniz seviyesinden 836 metre yükseklikte olan cam teras üzerinde tepeden kanyonu ve Edremit Körfezi´ni görebilirsiniz. Burada bir detay eklemeden geçemeyeceğim, ben kafamı aşağıya çevirdiğimde bile içim dışıma çıkacakmış gibi hissederken Ekin´in defalarca üzerinde koşturmasına ne demeli… Hep böyle korkusuz cesur ol oğlum 😊

Aracı park ettiğiniz yerden ayrıca farklı trekking parkurları da mevcut, bunlar için tabi en az bir gününüzü ayırabiliyor olmanız kritik, gidiş dönüş en az 20 km sizleri bekliyor 😊

Bu rotada gezilecek yerlerden bir diğeri Sarıkız Türbesi, hikayesi çok hüzünlü, Kaz Dağları´nın en yüksek zirvesi olan Sarıkız Zirvesi´ne gidiş oldukça meşakkatli, öncelikle siz siz olun bizim yaptığımızı yapmayın, sakın Pınarbaşı köyü´nden girmeyin, yol çok bozuk! Mehmetalan tarafından giderek Kazdağı Milli Park girişine geldiğinizde 65 TL araç ücreti ödeyerek 23 km´lik nispeten daha nizamlı bir yolda tırmanışa geçiyorsunuz. Milli Park girişindeki görevli zirveye vardığımızda 2 km´lik bir yürüyüşün bizi beklediğini ve en geç de 17:30´da çıkışta olmamız gerektiğini söyleyince bir gitgelimiz olmadı değil, ancak vazgeçmeyip çıktık zirveye. 1750 metre yükseklikte zirvede kar yağışı da gördük, kardelen de gördük, yerlerde öbek öbek kar da gördük ama türbeyi ziyaret edemedik zaman darlığından ötürü. Buraya da aslında yine tam bir gün ayırabilmek güzel olabilirdi tam layıkıyle gezebilmek için, aklınızda olsun. Öyle havasını bir soluyayım, oksijeni tüm hücrelerimde hissedeyim, yürüyüş yapmasam da yeter diyorsanız Milli Parklar girişinde sakın vazgeçmeyin, aracınız ile tırmanışa devam edin 😊

Evet şimdi gelelim Kaz Dağları denildiğinde, akla gelen ilk iki yere, Hasanboğuldu Göleti ve suyun 17 metre yükseklikten düştüğü  Sütuven Şelalesi. Hikayesi yine ayrı hüzünlü bu doğal güzellikler eşliğinde yürümek, bol oksijeni içinize çekmek kesinlikle yapılması gerekenler arasında.

Rotamıza son dakikada  mekan önerileri konusunda kendisine çok güvendiğim Naz Kavas sayesinde eklediğimiz Kayalar Köyü sanki yurtdışında bir köydeymişsiniz gibi hissettirebilir. Köy´ün içinde yer alan Avlu 124 sanki Yunan Adaları´nda bir köy kahvesi gibi. Saat 4´de herşey tükenmişti, yiyecekler konusunda bir yorumumuz yok bu nedenle, kahveler Montag´dan, sırf ortam ve ambiyans için o kadar yol gitmeye değer 😊


Yeşilyurt Köyü de bir diğer uğrak yerlerinden biri, Adatepe´ye kıyasla daha büyük, yiyecek/içecek opsiyonu daha fazla. Özellikle köy meydanında yer alan Yeşilyurt Köy Konağı´nda kahve içerek küçük bir mola vermek çok keyifli.  

Gezimizin son duraklarını Troya Antik Kenti´ni ve Hamidiye Tabyası Çanakkale Savaşları Tarih Müzesi´ni arkeolog babamız ile adımlayarak, ardından da Çanakkale Merkez´de gurme mekanları turlayarak geçirdik. Siz siz olun, hele bayramda gidiyorsanız yürümeden önce mekanı arayarak açık olup olmadıklarını kontrol edin, bayram sebebi ile kapalı olan Şirvan Döner´i deneyimleyemedik, bir sonraki sefer için hakkımızı baki tutarken Aynalı Çarşı girişinde keşfettiğimiz 1890 Burger denemeye kesinlikle değer, not edebilirsiniz. Lezzetli hamburgerin ardından Naz´ın önerisi üzerine gittiğimiz Beige Coffee´de keyif yaparak bir seyahatin sonuna gelmiş olduk. Özetle bu seyahatin bize bıraktıkları güzel fotoğraflarımız ve bir sonraki kısa tatil için Çanakkale´nin diğer kıyılarını gezmek üzere plan yapma fikri oldu 😊 Bir sonraki rotaya kadar görüşmek üzere!